Kemal Babaaa büyüksün :D
Osmanlı Geçmişi ve Bugünün Türkiyesi;
Okuyucuyu baştan uyaran kitapları severim ne yapıyor, nasıl yapıyor, okuduklarımın seyri nereye gidecek. Güven veren insan gibi bana güven vermeli bir kitap. Tarihin toplumsal değişim süreci içerisinde tarihçinin bu değişimin etkisi altında kalarak tarih yazdzıldığının farkındalığında olan bir okuyucu kitlesine hitap edebileceğine inanan eserle karşı karşıyayız.
Hani bazı kitaplar vardır demir lokma diye tabir edilir. Sebebi içerdiği konulardan çok üslup ve fikri açıdan biraz dengine hitab etmesindendir. Hem sosyolojik hem de siyasi olarak Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşaması ve günümüz şartlarının davamlılığının farkındayız. Lakin basite indirgenen bu devamlılığın pek de kolay düşünülebilecek bir vak'a olmadığının bilincini bize tüm istisnasıyla vermeye gayret eden eser, okurken insanın başını döndürebilecek ifadelerle bizi başbaşa bırakabiliyor;
"Dönemler değişir, fakat insanların, yaşadığı dönemlerden etkilenerek, bilinç altındaki anafikri doğrultusunda yaşamlarını idame ettikleri gerçeği ışığında, tarihsel olayların değerlendirilmesi doğruyu bulmada ne kadar tarafsızsa, her dönemde olayları kendi kimlik değişimi içerisinde bilinç altında yatan gerçeğe doğru, olayların değerlendirilmesi hem milli hem de sosyal bir sorumluluktur doğrusu, doğrumudur? bu sorulması gereken bir sorudur" diyor.
Okuyucuyu baştan uyaran kitapları severim ne yapıyor, nasıl yapıyor, okuduklarımın seyri nereye gidecek. Güven veren insan gibi bana güven vermeli bir kitap. Tarihin toplumsal değişim süreci içerisinde tarihçinin bu değişimin etkisi altında kalarak tarih yazdzıldığının farkındalığında olan bir okuyucu kitlesine hitap edebileceğine inanan eserle karşı karşıyayız.
Hani bazı kitaplar vardır demir lokma diye tabir edilir. Sebebi içerdiği konulardan çok üslup ve fikri açıdan biraz dengine hitab etmesindendir. Hem sosyolojik hem de siyasi olarak Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşaması ve günümüz şartlarının davamlılığının farkındayız. Lakin basite indirgenen bu devamlılığın pek de kolay düşünülebilecek bir vak'a olmadığının bilincini bize tüm istisnasıyla vermeye gayret eden eser, okurken insanın başını döndürebilecek ifadelerle bizi başbaşa bırakabiliyor;
"Dönemler değişir, fakat insanların, yaşadığı dönemlerden etkilenerek, bilinç altındaki anafikri doğrultusunda yaşamlarını idame ettikleri gerçeği ışığında, tarihsel olayların değerlendirilmesi doğruyu bulmada ne kadar tarafsızsa, her dönemde olayları kendi kimlik değişimi içerisinde bilinç altında yatan gerçeğe doğru, olayların değerlendirilmesi hem milli hem de sosyal bir sorumluluktur doğrusu, doğrumudur? bu sorulması gereken bir sorudur" diyor.
Beğendim yazını, kısa, öz ve güzel olmuş, bir de yazının bir tarafına "Kemal Karpat" desen ve kitap ismini de belirtsen iyi olacak, okuyucunun toplumsal değişimin ve yazımın bu değişim doğrultusunda olacağının farkındalığı bir yana, üstelik talep de ediyorlar, dönemin algılayışına göre olmasının beklentisi içine giriyorlar, ve bu durum zaten tarihçiyi harekete geçirip, istenilen türde yazıma yöneltiyor. Kemal Karpat, çok değerli bir akademisyen, ama eserlerinin çeviri olması, ve sevgili Karpat'ın yazarken, düşündüğü gibi yazıp, cümle aralarına fiil koymayı atlaması, anlaşılırlığı imkansız hale getiriyor, keşke biraz daha kısa ve basit cümleler kursa, biz de onu anlamak için ekstra ders almak durumunda kalmasak.
YanıtlaSil