Yakınçağ Kaynaklarının Değerlendirilmesi

İçindekiler

Giriş

                Biz akademisyen adayları için literatürün arasında o kadar boğuştuktan sonra kaynaklar için nerede ne bulabileceğimiz bazen karmaşa halini alır bazen de  eserlerin yerlerini biliriz fakat hangi eserin içerisinde ne bulabileceğimiz kafamızda soru işareti olarak kalabilmektedir. Bunun eksikliği kimse kusura bakmasın ama anlık bir düşündüğümüzde Arş. Görevlisinden Prof.’una kadar birkaç istisna hariç tüm akademisyenlerde hissedilir. Ali Fuat Örenç, bu eksikliği hissetmiş olacak ki “Yakınçağ Tarihi” kitabının giriş kısmında Yakınçağ tarihinin kaynakları hususunda bir bilgilendirme yapmış. Kalemine sağlık çok da hoş olmuş.

Yakın çağ kaynakları

Kaynak; Tarihi bilgi veren malzemedir. Bir materyalin kaynak sayılabilmesi için devrinde oluşturulmuş veya devrine yakın bir zamanda ve dönemin kaynaklarından faydalanılarak meydana getirilerek oluşturulmuş olması gerekir.
Ana kaynak; birinci gruba giren kaynaklara denir. Bir olaya fiilen katılmış veya çok yakında takip etmiş bir şahsiyetin kaleme aldığı eser veya bir zafer sonunda onun hatırasını yaşatmak için dikilen bir kitabe veya anıt, bu türden kaynaklardır. Devletin resmi arşivlerindeki belgeler de bu gruba girer.
İkinci grup kaynaklar; ana kaynaklardan istifade edilerek meydana getirildikleri takdirde birincil kaynak addedilirler. Ana kaynakla birlikte birinci elden kaynağında bulunmaması halinde, birinci elden faydalanılarak meydana getirilen ikincil kaynaklar önem kazanır.

Kütüphaneler ve arşivler

Arşivler; Başbakanlık Osmanlı arşivi, TBMM arşivi, Cumhuriyet arşivi, TTK arşivi, Milli Kütüphane arşivi, Şer’i mahkeme sicilleri, Vakıflar arşivi, Bakanlıklar arşivleri, Genelkurmay başkanlığı askeri tarih, stratejik etüt başkanlığı arşivi, Milli saraylar arşivi, şahıs arşivleri (Cemal paşa, Cemal Kutay, Ali Fuat Türk Geldi vs.), Kütüphanelerde mevcut arşivler. 
El yazması eserler;  büyük kısmı döneminde kaleme alınmıştır. İstanbul Üniversitesine bağlı Nadir Eserler Kütüphanesi, Topkapı Sarayı, Bayezıt Devlet, Fatih Millet, Nuruosmanaiye, Selim ağa, Atıf Efendi, Milli kütüphane, Süleymaniye Kütüphanesi vs.
Yurtdışında yazma eserler ve belgeler; Paris Milli, Viyana İmparatorluk, Berlin Krallık, Londra British vs.  
Kütüphaneler; yakınçağa dair kaynak özelliği ihtiva eden kütüphanelerden bazıları, Milli Kütüphane, TBMM kütüphanesi, Bayezıt Devlet kütüphanesi, Süleymaniye kütüphanesi, Başbakanlık Osmanlı Arşivi kütüphanesi, Osmanlı Bankası kütüphanesi, Koç müzesi kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi nadir eserler kütüphanesi vs.

Vakanüvisler ve eserleri

Yakın dönemin müracaat kaynakları arasında Vakanüvis tarihlerinin ayrı bir önemi bulunmaktadır. Osmanlıda vak’aları yazan vakanüvislerin ürettikleri tarihler, dönemin neredeyse bütün önemli hadiselerini aktarmaları itibariyle muhakkak dikkate alınması gereken kaynak eserlerdir.
İlk dönemlerde Divan-ı hümayuna bağlı olarak Reis-ül küttap’ın emrinde çalışırlardı. Osmanlı resmi tarih yazıcılarına vakanüvis denirdi. İlk vakanüvis sıfatıyla atanan görevli Mustafa Naima Efendi oldu. Vakanüvisler padişahın emri ile atanmaktaydı. Bilgin ve güveniler olmaları gerekiyordu. Zira devletin en gizli belgelerini de görme yetkisine sahiptiler. 1924 senesinde bu kurum kaldırılmıştır.
Yakın çağ dönemi dikkate alındığında Ahmet Vasıf Efendi döneminden itibaren kaleme alınan eserlerden yararlanılır.
Ahmet Vasıf Efendi; Vasıf tarihi(mehâsinü’l-âsâr ve Hakâyikü’l-ahbâr) 1752-1804 arası olayları 2 cilt halinde ağır bir dille anlatır, Rusya ile savaş ve barış dönemi hadiselerini kaleme alan Enverî Tarihinden faydalanır, eser Vakanüvis İzzi efendinin tarihinin devamı niteliğindedir.
Mehmet Emin Edip Efendi; Eseri Tarih-i Edib’dir. Ahmet Cevdet paşa’nın eserine kaynak olmuştur, III. Selim’in ortaya oyduğu Nizam-ı cedid reformları çerçevesinde vakanüvisliğe de yeni bir düzenleme getirerek onlardan bir resmi evrakın saklanmamasını ve vakanüvislerin riyadan ve dalkavukluktan kaçınarak olayları olduğu gibi aktarmasını istemiştir. 1787-1792 yılları arasını anlatmıştır.
Asım efendi; asım tarihi 1788-1808 yılları arasında geçen olayları tenkitçi bir üslupla nakleder ve Ahmet Cevdet paşanın başlıca kaynaklarındandır.
Şanizâde Ataullah Efendi; III. Selim ve II. Mahmut döneminin büyük ilim adamlarındandır. Tarihe dair eseri Tarih-i Şanizade1808-1821 yılları arasında geçen olayları 4 cilt halinde toplamıştır.
Mehmet Esat Efendi; 1826 yılında Yeniçeri ocağının kaldırılışını duyuran fermanı Sultanahmet camiinde okuyan kişidir. Tarihe dair eseri Tarih-i Esat 1821-1826 yılları arasında geçen olayları 2 ciltte toplamıştır. Şanizade tarihinin devamıdır. Esat Efendi ayrıca üss-i zafer adlı eserinde yeni çeri ocağının nasıl kaldırıldığı ve yeni askeri sistemin ayrıntılı izahını yapar. Diğer eseri Teşrifât-ı Kadîme’de ise Osmanlı’nın eski saray protokolü hakkında bilgi verir.
Ahmet Cevdet Paşa; yakın dönemin en önemli vakanüvislerindendir. Adliyeden dâhiliyeye birçok görevde bulunmuş1855-66 yılları arasında vakanüvis olmuş, tarih-i Cevdet adlı eseri 1774- 1826 arası olayları kapsar, vasıf tarihinin devamıdır. II. Abdülhamid’in emriyle Maruzât’ı yazmıştır. Tanzimat dönemini ve başarısızlık nedenlerini içerir. 1839-66 yıllar önsöz gibi, 1866-76 yıları olayları ise sosyal siyasi ve tarihi açıdan 5 fasılda anlatılır. Diğer bir eseri Tezâkir-i Cevdet kendi zamanında görmüş ve işitmiş olduğu olayları anlatan notlardan oluşmaktadır. Rumeli ve Anadolu’daki ıslahatların başarısızlık sebeplerini akıcı bir üslupla anlatır.
Ahmet Lütfi Efendi; Cevdet Paşadan sonra vakanüvis olmuştur. Eseri Tarih-i Lütfi (Devlet-i Aliye Tarihi) dir. 1825-1876 yılları arası olayları 15 ciltte aktarır. Cevdet Tarihinin devamıdır.   
Abdurrahman Şeref Efendi; son Osmanlı vakanüvisidir. Tarih-i devlet-i Osmaniye eseri Osman gaziden 1861 yılına kadar gerçekleşen olayları anlatırken medeniyetler tarihi hakkında da bilgi verir. Diğer bir eseri tarih muhasebeleri sabah ve vakit gazetelerine yazdığı makalelerin bir kısmından oluşur. Diğer bir eseri Sultan Abdülhamid-i sanîye dair, sultan II. Abdülhamid dönemini inceler. 

Yakın Döneme Ait basılı kaynaklar

Yakınçağ Osmanlı’da matbaanın etkin kullanıldığı ve yayınların daha geniş kitlelere ulaşmaya başladığı dönemdir. Doğal olarak ta basılı kaynak çeşitliliği oluşmuştur. Bu kaynakların ilki günlük olarak olayları incelemeye imkân verdiği için gazetelerdir.
Gazeteler; Osmanlı’nın ilk resmi gazetesi Takvim-i vekayi’den önce 1828’de Mısırda yayına başlayan Vekayi-i Mısriyyedir. İlk Osmanlı gazetesi takvim-i vekayi 1831’de yayına başlamıştır. 4 Kasım 1922’den sonra Ceride-i Resmiye adıyla çıkmış, 1928’den günümüze Resmi gazete olarak devam etmiştir. Takvim-i Vekayi’nin ismini bizzat sultan II. Mahmut koymuştur. Haftada bir çıkar ve devletin yayınladığı kanun ve nizamnameler, yabancı devletlerle yapılan anlaşmalar, İstanbul’a gelen giden gemilerle ilgili gelişmelere resmi kaynaklara dayalı yer verdiğinden bir nevi kaynak özelliği taşımaktadır.
Tanzimat’la beraber yeni dönemde çıkan ilk gazete ceride-i havadistir (1840-64). Sahibi William Churchill’dir. Önemli gazetelerden birisi de Tercüman-ı ahvaldir (1860-66). Diğer bir önemli gazete Tasfir-i efkâr gazetesidir (1862-70). Yeni Osmanlılar tarafından yayınlanan ve sisteme muhalif olması açısından önemli olan bir diğer gazete “Muhbir”dir (1867-69) ve Londra’da çıkarılmıştır. Bunlardan başka Basiret, İnkılap, Ulum, Terakki, İbret vs. vardır.
İkinci meşrutiyetin ilanından sonra Osmanlı basınında tarihi konulara ilginin arttığı görülür. Özellikle yazı dizisi (tefrika) biçimindeki yayınlar halkın büyük ilgisini çekmiştir. Bu dönemde günden belirleyen gazeteler sabah, ikdam millet, yani gazete, tanin, yani tasfir-i efkâr, akşam, tercüman-ı hakikat ve volkan’dır.
Salnameler; yakınçağ hadiselerinin gelişiminde devlet teşkilatlanmasındaki büyük ve hızlı değişimler yönlendirici olmuştur. Olaylara nüfuz edebilmek için sisteminin işleyişine hâkim olunması önemlidir. Bu hususta ilk müracaat edilecek kaynaklar arasında salnameler vardır. Salnameler bir yıl içindeki olayları topluca göstermek için düzenlenmiş eserlerdir. Osmanlıda ilk salname 1847 yılında çıkmıştır. Osmanlıda 1847-1922 tarihleri arasında yayınlanan salnameler özenle hazırlandığından devlet sistemine dair önemli bilgiler ihtiva eder. Devlet, vilayet ve özel kuruluşlarca toplam 75 senede 637 salname yayınlanmıştı. Mustafa Reşit paşanın emriyle 1847 yılında çıkan ilk salname Salname-i Devlet-i Osmaniye tarihçi Hayrullah Efendi tarafından hazırlanmıştı. Devlet salnamesinin yararı görülünce vilayet ve nezaret salnameleri yayınlanmaya başlanmıştır. İlk vilayet salnamesi 1866 yılında Bosna’da yayınlanmıştır. Bu salnamelerde vilayetlerin ve buralara bağlı mahallerin her türlü idari ve mülki yapısı hakkında bilgi edinilebilir. Hariciye nezareti, bahriye nezareti, dâhiliye nezareti, Evkaf nezareti kurumları da salnameler yayınlamıştır.
Düstur; düsturlar kanun derlenen eserlerdir ve meclis-i Vala-yı Ahkâm-ı Adliye yayınıdır. Tanzimat Fermanı sonrasında çıkarılan her türlü kanun ve nizamnamelere yer verilen Düsturlar, üç tertip halinde çıkarılmıştır. I. Tertip düstur 1839-1908 tarihleri arsı, II. Tertip düstur 1908-22 tarihleri arası, III. Tertip düstur 1920’den günümüze kadar gelen kanun ve mevzuatları içermektedir. Tbmm yayını olarak devam ettirilmektedir. Yine tüm kanunları içeren Sicill-i kavanin adlı eser önemli bilgiler içermektedir. İlk olarak 1924’te İzmir’de Rehber adıyla yayınlanan, daha sonra Danıştay tarafından Tanzimat’tan Cumhuriyete Yasalarımız Dizini 1839-1923 adıyla çıkan eser kanun ve nizamnamelere ulaşmayı kolaylaştırır.
Ansiklopediler; yakınçağ dönemi araştırmalarında başvuru kaynakları arasında ansiklopediler önemli yer tutar. Osmanlıda şahsi girişim olarak Yağlıkçızâde Rifat Efendi Lügat-i Târîhiye ve coğrafiye adlı eserini ansiklopedik tarzda kaleme almıştır. Şemseddin Sami Bey Kâmus-ul alâm isimli eseri günümüzde dahi başvuru kaynağıdır. Eserde İslamiyet’in ilk devirlerinden 20.yy. başlarına kadar yaşamış büyük ilim adamlarının hal tercümeleri, şehirlerin ve kasabaların kısa tarihlerine yer verilmiştir. Ali Cevat Bey Memâlik-i Osmâniye Târih ve Coğrafya Lügati, bir de Mehmet Zeki Pakalın’ın Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü eserini bu türden kabul etmek mümkündür.
Ülkemizde bilimsel kıstaslara uygun ilk ansiklopedi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan İslam Ansiklopedisidir. Tarih alanında güncel son bilimsel ansiklopedi Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayımına başlanan İslam Ansiklopedisidir. Bu ansiklopediler yakınçağ için çok önemli kaynak olma özelliği taşımaktadır. Bunlardan başka İnönü Ansiklopedisi, İstanbul Ansiklopedisi, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi vardır. 
Biyografi; bu eserlerde bir yandan geleneksel tezkirecilik ve devlet ricali ile ulema biyografilerine ilaveler yapılırken diğer taraftan yeni tarzda eserler meydana getirilmiştir. Hadikatü’l Vüzera, Sefinetü’r-rüesa, Devhatü’l-Meşâyih bu türden eserlerdir. Bu türün en önemli eserlerinden birisi Mehmet Süreyya Bey’in Sicill-i Osmânî adlı eseridir. Yine Bursa’lı Mehmet Tahir’in Osmanlı Müellifleri eseridir. Yine önemli başvuru kaynakları arasında Franz Babinger’in Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri adlı eseri dikkati çeker. Son olarak M. Orhan Bayrak’ın Osmanlı Tarih Yazarları kitabı bu türdendir.
Usul kitapları; daha ziyade bilimsel metotlar üzerinde duran bu eserler, araştırma esnasında muhtemel eksikliklerin önceden giderilmesinde yarar sağlamaktadır. Bu eserlerin başlıca olanlarını İbrahim Kafesoğlu’nun Tarih metodu, Zeki Velidi Togan’ın Tarihte Usul, Mubahat Kütükoğlu’nun Tarih araştırmalarında usul, Tuncer Baykara’nın Tarih Araştırma ve Yazma Metodu olarak sıralayabiliriz.
Osmanlı tarihleri; çoğunlukla sistematik ve külliyat şeklinde hazırlanan bu eserlere sıklıkla müracaat edilmektedir. Önde gelen bazıları İsmail Hakkı Uzun çarşılı Osmanlı tarihi ve devamı Enver Ziya Karal Osmanlı Tarihi, İsmail Hami Danişmend İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi 4. ve 5. ciltleri Yakın çağ olaylarını kapsar, Mithat Sertoğlu ve Mustafa Cezar Mufassal Osmanlı Tarihi, Yusuf Hikmet Bayur Türk İnkılâp tarihi, Nikolas Iorga Osmanlı Tarihi.
Külliyatlar;  bunlar Osmanlı ve Türkler adı verilen külliyatlardır. Osmanlı adlı eser 12 ciltten oluşur ve siyaset, iktisat, toplum, teşkilat, düşünce, bilim, kültür sanat, hanedan kısımlarından oluşan ciltler halindedir. Türkler Külliyatı 21 cilttir, 11. Cildinden itibaren yakınçağ dönemi olayları incelenir. İslam Tarih, Sanat Ve Kültür Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Osmanlı Devleti Ve Medeniyeti Tarihi bu kaynaklar arasındadır. Ve son olarak milli eğitim bakanlığı tarafından yayınlanan Tazimat adlı eser de döneme dair önemli bilgiler içerir.
Siyasi Tarih; bu adla kaleme alınan eserler de başvur kaynağı olarak kullanılırlar. Ülkemizde yayınlanan en önemlileri Rıfat Uçarol Siyasi Tarih, Fahir Armaoğlu 19. ve 20.yy. Siyasi Tarih eserleri mühim bir kaynaktır. Coşkun Üçok Siyasal Tarih, Oral Sander Siyasi Tarih ve Toktamış Ateş Siyasi Tarih eserleri önemli başvuru kaynaklarıdır.
Uluslararası anlaşmalar; yakın dönemi incelemede bu süreçte yapılan uluslararası anlaşmaların önemli bir yeri vardır. Bu hususta Nihat Erim Devletlerarası Hukuku ve Siyasi metinleri I., İsmail soysal Türkiye’nin Siyasal anlaşmaları önemlidir.
Hatıratlar; hatırat bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı dönemde şahit olduğu veya duyduğu olayları anlattığı yazılara verilen ortak addır. Ancak hatırat kişinin kendi hayat anlayışı ve zihniyet yapısından geçerek kâğıda yansımış bir tasvir olduğundan duygusallıkla sübjektif bakış ihtiva edebilir. Bu nedenle tarihin bu malzemelerini muhakkak başka kaynaklarla teyit etmek gerekir. Yakınçağda 1870’ten sonra bu türde artış görülür. Esas gelişme II. Meşrutiyetin ilanından sonra olmuştur. Bunlardan bazıları; Ali Fuat Cebesoy Sınıf Arkadaşım Atatürk, Cevdet Paşa Tezâkir, Ahmet İzzet Paşa Feryadım, Ali Kemal Ömrüm, Ali Sait Saray hatıraları-Sultan Abdülhamid Hanın Hayatı, Fahrettin Altay, Görüp geçirdiklerim, Refik Altınay Kafkas Yollarında, Falih Rıfkı Atay Ateş ve Güneş, Enver Bolayır Talat Paşa’nın Hatıraları, Von Der Goltz Goltz Paşanın Hatıraları, Atatürk Nutuk vs. sayılabilir.
Bilimsel Dergiler; bilimsel dergilerdeki makaleler önemli başvuru kaynakları arsıdadır. Tarih Semineri dergisi (darülfünun), Tarih Dergisi (İÜEFTB), Belleten ile Belgeler (TTK), Türk Yurdu (Türk Ocakları), Tarih-i Osmanî Encümeni Mecmuası Cumhuriyet devrinde Türk Tarihi Encümeni Mecmuası ismini almıştır, vs.



Yorumlar

  1. Güzel bir Çalışma olmuş elinize sağlık; faydalandım bir de Arşivlerden sonra Defter çeşitlerine de değinilmiş olsaydı çok daha güzel olurdu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar